15 Ağustos 2021 Pazar

MARDİN


Şehirde uluslararası kuruluşlarca kültür mirası kabul edilmiş, koruma altına alınmış tarihi yapılar mevcuttur. Mardin farklı dini inanışlar paralelinde, sanatsal açıdan da tarihi değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dini eserler barındırmaktadır. Mardin, İpek Yolu güzergâhında olup, ilde beş han ve bir kervansaray mevcuttur. 

 


Mardin ili; şehrin büyümesi ve yeni binaların inşa edilmesi nedeniyle iki bölüme ayrılmış. Eski ve Yeni Mardin. adındanda anlaşılacağı üzere Yeni Mardin denilen kısım Kızıltepe ilçesinden şehre girilirken ilk bölümde yer almakta ve yaşadığımız şehirlerden pekte farkı olmayan büyük mağazalar ve AVM lerin olduğu bir bölüm. Biz bu yüzden daha çok daha çok Eski Mardin diye adlandırılan bölümde gezdik. Zaten tarihi yapıların tamamıda burada bulunmakta.

Zinciriye Medresesi  ( Sultan İsa Medresesi) :

Eser Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa tarafından 1385 yılında, şehrin hemen her yerinde bol bol görebileceğiniz sarı/krem renkli kesme taşlardan inşa edilmiştir. Aradan geçen yaklaşık 650 seneye rağmen hala sapasağlam ayaktadır. Medresenin merkezinde bulunan havuzlu bahçede oturup çayınızı yudumlarken Mardin yukardan seyretme imkanı bulursunuz. Zinciriye mederesesinin avlusunda bulunan ve havuz ve havuza akan suyun kaynağı; doğum, yaşam ve ölümü tasvir etmek için yapıldığı söylenmektedir.









Mardin Ulu Cami :

Artuklu Dönemi mimari örneklerinden, dilimli kubbesi ve minaresiyle Mardin’in sembolü olan Mardin Ulu Cami kayıtlara göre iki minareli inşa edilmiştir. Caminin bugün mevcut olan tek minaresinin kare kaidesindeki yazıt, yapım tarihini 1176 olarak vermektedir, fakat bugünkü minare 1888/1889 yıllarında yeni ve elektik bir üslupla yapılmıştır. Bazı Süryani yazarlar kiliseden çevrildiğini  söylendiğini yöre halkından duyduk.


 




Deyrulzafaran Manastırı :

Deyrulzafaran Manastırı, Mardin’in 4 kilometre doğusunda, Mardin Ovasına hakim bir noktadadır. Üç kattan oluşan Manastır 5'inci yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18'inci yüzyılda kavuşmuştur. Manastır, MÖ Güneş Tapınağı, daha sonra da Romalılar tarafından kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edildi. Romalılar bölgeden çekilince Aziz Şleymun bazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirdi.

Bu nedenle Manastır, önceleri Mor Şleymun Manastırı olarak biliniyordu. Mardin ve Kefertüth Metropoliti Aziz Hananyo’nun 793 yılından başlayarak büyük bir tadilat yapmasından sonra Manastır onun adıyla, Mor Hananyo Manastırı olarak bilindi. 15. yüzyıldan sonra da Manastır’ın etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisinden dolayı Manastır, Deyrulzafaran (Safran Manastırı) adı ile anılmaya başlandı. 













 


 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

NEMRUT DAĞI KAHTA ADIYAMAN

 Pütürge’nin Büyüköz Köyü ile Adıyaman’ın Kâhta İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve a...